Mebajans.com

Temel Hak ve Ödevler Nelerdir ?

Kişinin Hakları ve Ödevleri 

I. Kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı 

Madde  17 – Herkes,  yaşama,  maddi  ve  manevi  varlığını  koruma  ve  geliştirme  hakkına  sahiptir.  

Tıbbi zorunluluklar ve kanunda yazılı haller dışında, kişinin vücut bütünlüğüne dokunulamaz;  rızası olmadan bilimsel ve tıbbi deneylere tabi tutulamaz. 

Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya  muameleye tabi tutulamaz. 

(…)12 meşru müdafaa hali, yakalama ve tutuklama kararlarının yerine getirilmesi, bir tutuklu  veya  hükümlünün  kaçmasının  önlenmesi,  bir  ayaklanma  veya  isyanın  bastırılması  (…)13  veya  olağanüstü  hallerde  yetkili  merciin  verdiği  emirlerin  uygulanması  sırasında  silah  kullanılmasına  kanunun  cevaz  verdiği  zorunlu  durumlarda  meydana  gelen  öldürme  fiilleri,  birinci  fıkra  hükmü  dışındadır. 

II. Zorla çalıştırma yasağı 

Madde 18 – Hiç kimse zorla çalıştırılamaz. Angarya yasaktır. 

Şekil ve şartları kanunla düzenlenmek üzere hükümlülük veya tutukluluk süreleri içindeki 
çalıştırmalar;  olağanüstü  hallerde  vatandaşlardan  istenecek  hizmetler;  ülke  ihtiyaçlarının  zorunlu  kıldığı alanlarda öngörülen vatandaşlık ödevi niteliğindeki beden ve fikir çalışmaları, zorla çalıştırma  sayılmaz. 

III. Kişi hürriyeti ve güvenliği 

Madde 19 – Herkes, kişi hürriyeti ve güvenliğine sahiptir.   

Şekil ve şartları kanunda gösterilen: 

Mahkemelerce  verilmiş   hürriyeti  kısıtlayıcı  cezaların   ve  güvenlik  tedbirlerinin   yerine 

getirilmesi; bir mahkeme kararının veya kanunda öngörülen bir yükümlülüğün gereği olarak ilgilinin  yakalanması  veya  tutuklanması;  bir  küçüğün  gözetim  altında  ıslahı  veya  yetkili  merci  önüne  çıkarılması için verilen bir kararın yerine getirilmesi; toplum için tehlike teşkil eden bir akıl hastası,  uyuşturucu madde veya alkol tutkunu, bir serseri veya hastalık yayabilecek bir kişinin bir müessesede  tedavi,  eğitim  veya  ıslahı  için  kanunda  belirtilen  esaslara  uygun  olarak  alınan  tedbirin  yerine  getirilmesi; usulüne aykırı şekilde ülkeye girmek isteyen veya giren, ya da hakkında sınır dışı etme  yahut geri verme kararı verilen bir kişinin yakalanması veya tutuklanması; halleri dışında kimse  hürriyetinden yoksun bırakılamaz. 

Suçluluğu   hakkında   kuvvetli   belirti   bulunan   kişiler,   ancak   kaçmalarını,   delillerin 
yokedilmesini veya değiştirilmesini önlemek maksadıyla veya bunlar gibi tutuklamayı zorunlu kılan  ve kanunda gösterilen diğer hallerde hakim kararıyla tutuklanabilir. Hakim kararı olmadan yakalama,  ancak suçüstü halinde veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde yapılabilir; bunun şartlarını kanun  gösterir. 

Yakalanan  veya  tutuklanan  kişilere,  yakalama  veya  tutuklama  sebepleri  ve  haklarındaki 
iddialar  herhalde  yazılı  ve  bunun  hemen  mümkün  olmaması  halinde  sözlü  olarak  derhal,  toplu  suçlarda en geç hakim huzuruna çıkarılıncaya kadar bildirilir.   

(Değişik  birinci  cümle:  3/10/2001-4709/4  md.)  Yakalanan  veya  tutuklanan  kişi,  tutulma 
yerine en yakın mahkemeye gönderilmesi için gerekli süre hariç en geç kırksekiz saat ve toplu olarak  işlenen suçlarda en çok dört gün içinde hâkim önüne çıkarılır. Kimse, bu süreler geçtikten sonra  hakim kararı olmaksızın hürriyetinden yoksun bırakılamaz. Bu süreler olağanüstü hal (…)14 ve savaş  hallerinde uzatılabilir. 

(Değişik fıkra: 3/10/2001-4709/4 md.) Kişinin yakalandığı veya tutuklandığı,  yakınlarına derhal bildirilir. 

Tutuklanan kişilerin, makul süre içinde yargılanmayı ve soruşturma veya kovuşturma sırasında 
serbest bırakılmayı isteme hakları vardır. Serbest bırakılma ilgilinin yargılama süresince duruşmada  hazır bulunmasını veya hükmün yerine getirilmesini sağlamak için bir güvenceye bağlanabilir. 

Her ne sebeple olursa olsun, hürriyeti kısıtlanan kişi, kısa sürede durumu hakkında karar  verilmesini  ve  bu  kısıtlamanın  kanuna  aykırılığı  halinde  hemen  serbest  bırakılmasını  sağlamak  amacıyla yetkili bir yargı merciine başvurma hakkına sahiptir. 

(Değişik:  3/10/2001-4709/4  md.)  Bu  esaslar  dışında  bir  işleme  tâbi  tutulan  kişilerin  uğradıkları zarar, tazminat hukukunun genel prensiplerine göre, Devletçe ödenir. 

IV. Özel hayatın gizliliği ve korunması 

A. Özel hayatın gizliliği 

Madde  20 – Herkes,  özel  hayatına  ve  aile  hayatına  saygı  gösterilmesini  isteme  hakkına  sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz. (Mülga üçüncü cümle: 3/10/2001- 4709/5 md.) 

(Değişik  fıkra:  3/10/2001-4709/5  md.)  Millî  güvenlik,  kamu  düzeni,  suç  işlenmesinin 
önlenmesi,  genel  sağlık  ve  genel  ahlâkın  korunması  veya  başkalarının  hak  ve  özgürlüklerinin  korunması  sebeplerinden  biri  veya  birkaçına  bağlı  olarak,  usulüne  göre  verilmiş  hâkim  kararı  olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili  kılınmış merciin  yazılı emri  bulunmadıkça;  kimsenin  üstü,  özel  kâğıtları  ve eşyası  aranamaz ve  bunlara el konulamaz. Yetkili merciin kararı yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur.  Hâkim, kararını el koymadan itibaren kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde, el koyma kendiliğinden  kalkar. 

(Ek fıkra: 7/5/2010-5982/2 md.) Herkes, kendisiyle ilgili kişisel verilerin korunmasını isteme 
hakkına sahiptir. Bu hak; kişinin kendisiyle ilgili kişisel veriler hakkında bilgilendirilme, bu verilere  erişme, bunların  düzeltilmesini veya silinmesini talep etme ve amaçları  doğrultusunda kullanılıp  kullanılmadığını öğrenmeyi de kapsar. Kişisel veriler, ancak kanunda öngörülen hallerde veya kişinin  açık rızasıyla işlenebilir. Kişisel verilerin korunmasına ilişkin esas ve usuller kanunla düzenlenir. 

B. Konut dokunulmazlığı 

Madde 21 – (Değişik: 3/10/2001-4709/6 md.)  

Kimsenin konutuna dokunulamaz. Millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi,  genel  sağlık  ve  genel  ahlâkın  korunması  veya  başkalarının  hak  ve  özgürlüklerinin  korunması  sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı olarak usulüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça; yine bu  sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış merciin  yazılı emri bulunmadıkça; kimsenin konutuna girilemez, arama yapılamaz ve buradaki eşyaya el  konulamaz. Yetkili merciin kararı yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim,  kararını el koymadan itibaren kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde, el koyma kendiliğinden kalkar.   

C. Haberleşme hürriyeti 

Madde 22 – (Değişik: 3/10/2001-4709/7 md.) 

Herkes, haberleşme hürriyetine  sahiptir. Haberleşmenin  gizliliği esastır. 

Millî  güvenlik,  kamu  düzeni,  suç  işlenmesinin  önlenmesi,  genel  sağlık  ve  genel  ahlâkın 
korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya birkaçına  bağlı  olarak  usulüne  göre  verilmiş  hâkim  kararı  olmadıkça;  yine  bu  sebeplere  bağlı  olarak  gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça;  haberleşme engellenemez ve gizliliğine dokunulamaz. Yetkili merciin kararı yirmidört saat içinde  görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde, karar  kendiliğinden kalkar. 

İstisnaların uygulanacağı kamu kurum ve kuruluşları kanunda belirtilir. 

V. Yerleşme ve seyahat hürriyeti 

Madde 23 – Herkes, yerleşme ve seyahat hürriyetine sahiptir. 

Yerleşme hürriyeti, suç işlenmesini önlemek, sosyal ve ekonomik gelişmeyi sağlamak, sağlıklı 

ve düzenli kentleşmeyi gerçekleştirmek ve kamu mallarını korumak; 

Seyahat hürriyeti, suç soruşturma ve kovuşturması sebebiyle ve suç işlenmesini önlemek; 

Amaçlarıyla kanunla sınırlanabilir. 

(Değişik  fıkra:  7/5/2010-5982/3  md.)  Vatandaşın  yurt  dışına  çıkma  hürriyeti,  ancak  suç 

soruşturması veya kovuşturması sebebiyle hâkim kararına bağlı olarak sınırlanabilir. 
Vatandaş sınır dışı edilemez ve yurda girme hakkından yoksun bırakılamaz. 

VI. Din ve vicdan hürriyeti 

Madde 24 – Herkes, vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir. 

14 üncü madde hükümlerine aykırı olmamak şartıyla ibadet, dini ayin ve törenler serbesttir. 
Kimse,  ibadete,  dini  ayin  ve  törenlere  katılmaya,  dini  inanç  ve  kanaatlerini  açıklamaya 

zorlanamaz; dini inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz ve suçlanamaz.   

Din ve ahlak eğitim ve öğretimi Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Din kültürü ve  ahlak öğretimi ilk ve ortaöğretim kurumlarında okutulan zorunlu dersler arasında yer alır. Bunun  dışındaki din eğitim ve öğretimi ancak, kişilerin kendi isteğine, küçüklerin de kanuni temsilcisinin  talebine bağlıdır.   

Kimse, Devletin sosyal, ekonomik, siyasi veya hukuki temel düzenini kısmen de olsa, din  kurallarına dayandırma veya siyasi veya kişisel çıkar yahut nüfuz sağlama amacıyla her ne suretle  olursa olsun dini veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye  kullanamaz.  

VII. Düşünce ve kanaat hürriyeti 

Madde 25 – Herkes, düşünce ve kanaat hürriyetine sahiptir. 

Her ne sebep ve amaçla olursa olsun kimse, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; 

düşünce kanaatleri sebebiyle kınanamaz ve suçlanamaz. 

VIII. Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti 

Madde 26 – Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına 

veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet Resmî makamların müdahalesi  olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar. Bu fıkra hükmü, radyo,  televizyon,  sinema  veya  benzeri  yollarla  yapılan  yayımların  izin  sistemine  bağlanmasına  engel  değildir. 

Bu hürriyetlerin kullanılması, millî güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği, Cumhuriyetin  temel  nitelikleri  ve  Devletin  ülkesi  ve  milleti  ile  bölünmez  bütünlüğünün  korunması,  suçların  önlenmesi,   suçluların   cezalandırılması,   Devlet   sırrı   olarak   usulünce   belirtilmiş   bilgilerin  açıklanmaması,  başkalarının  şöhret  veya  haklarının,  özel  ve  aile  hayatlarının  yahut  kanunun  öngördüğü  meslek  sırlarının  korunması  veya  yargılama  görevinin  gereğine  uygun  olarak  yerine  getirilmesi amaçlarıyla sınırlanabilir. 15 

(Mülga fıkra: 3/10/2001-4709/9 md.) 

Haber ve düşünceleri yayma araçlarının kullanılmasına ilişkin düzenleyici hükümler, bunların 

yayımını engellememek kaydıyla, düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin sınırlanması sayılmaz.   
(Ek fıkra: 3/10/2001-4709/9 md.) Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin kullanılmasında  uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunla düzenlenir. 

IX. Bilim ve sanat hürriyeti 

Madde 27 – Herkes, bilim ve sanatı serbestçe öğrenme ve öğretme, açıklama, yayma ve bu 

alanlarda her türlü araştırma hakkına sahiptir. 

Yayma hakkı, Anayasanın 1 inci, 2 nci ve 3 üncü maddeleri hükümlerinin değiştirilmesini  sağlamak amacıyla kullanılamaz. 

Bu madde hükmü yabancı yayınların ülkeye girmesi ve dağıtımının kanunla düzenlenmesine  engel değildir. 

X. Basın ve yayımla ilgili hükümler 

A. Basın hürriyeti 

Madde 28 – Basın hürdür, sansür edilemez. Basımevi kurmak izin alma ve mali teminat  yatırma şartına bağlanamaz.   

(Mülga ikinci fıkra: 3/10/2001-4709/10 md.) 

Devlet, basın ve haber alma hürriyetlerini sağlayacak tedbirleri alır. 

Basın hürriyetinin sınırlanmasında, Anayasanın 26 ve 27 nci maddeleri hükümleri uygulanır.   
Devletin iç ve dış güvenliğini, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü tehdit eden veya suç  işlemeye ya da ayaklanma veya isyana teşvik eder nitelikte olan veya Devlete ait gizli bilgilere ilişkin  bulunan her türlü haber veya yazıyı, yazanlar veya bastıranlar veya aynı amaçla, basanlar, başkasına  verenler, bu suçlara ait kanun hükümleri uyarınca sorumlu olurlar. Tedbir yolu ile dağıtım hakim  kararıyle; gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunun açıkça yetkili kıldığı merciin emriyle  önlenebilir. Dağıtımı önleyen yetkili merci, bu kararını en geç yirmidört saat içinde yetkili hakime  bildirir. Yetkili hakim bu kararı en geç kırksekiz saat içinde onaylamazsa, dağıtımı önleme kararı  hükümsüz sayılır.   

Yargılama görevinin amacına uygun olarak yerine getirilmesi için, kanunla belirtilecek sınırlar  içinde, hakim tarafından verilen kararlar saklı kalmak üzere, olaylar hakkında yayım yasağı konamaz. 

Süreli veya süresiz yayınlar, kanunun gösterdiği suçların soruşturma veya kovuşturmasına  geçilmiş olması hallerinde hakim kararıyla; Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünün,  milli  güvenliğin,  kamu  düzeninin,  genel  ahlakın  korunması  ve  suçların  önlenmesi  bakımından  gecikmesinde   sakınca   bulunan   hallerde   de   kanunun   açıkça   yetkili   kıldığı   merciin   emriyle  toplatılabilir. Toplatma kararı veren yetkili merci, bu kararını en geç yirmidört saat içinde yetkili  hakime bildirir; hakim bu kararı en geç kırksekiz saat içinde onaylamazsa, toplatma kararı hükümsüz  sayılır. 

Süreli  veya  süresiz   yayınların  suç  soruşturma  veya  kovuşturması   sebebiyle  zapt   ve  müsaderesinde genel hükümler uygulanır. 

Türkiye’de yayımlanan süreli yayınlar, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne,  Cumhuriyetin temel ilkelerine, milli güvenliğe ve genel ahlaka aykırı yayımlardan mahkum olma  halinde,  mahkeme  kararıyla  geçici  olarak  kapatılabilir.  Kapatılan  süreli  yayının  açıkça  devamı  niteliğini taşıyan her türlü yayın yasaktır; bunlar hakim kararıyla toplatılır.   

B. Süreli ve süresiz yayın hakkı 

Madde 29 – Süreli veya süresiz yayın önceden izin alma ve mali teminat yatırma şartına  bağlanamaz. 

Süreli  yayın  çıkarabilmek  için  kanunun  gösterdiği  bilgi  ve  belgelerin,  kanunda  belirtilen  yetkili mercie verilmesi yeterlidir. Bu bilgi ve belgelerin kanuna aykırılığının tesbiti halinde yetkili  merci, yayının durdurulması için mahkemeye başvurur. 

Süreli yayınların çıkarılması, yayım şartları, mali kaynakları ve gazetecilik mesleği ile ilgili  esaslar  kanunla  düzenlenir.  Kanun,  haber,  düşünce  ve  kanaatlerin  serbestçe  yayımlanmasını  engelleyici veya zorlaştırıcı siyasal, ekonomik, mali ve teknik şartlar koyamaz. 

Süreli yayınlar, Devletin ve diğer kamu tüzelkişilerinin veya bunlara bağlı  kurumların araç ve imkanlarından eşitlik esasına göre yararlanır. 

C. Basın araçlarının korunması 

Madde 30- (Değişik: 7/5/2004-5170/4 md.) 

Kanuna uygun şekilde basın işletmesi olarak kurulan basımevi ve eklentileri ile basın araçları, suç aleti olduğu gerekçesiyle zapt ve müsadere edilemez veya işletilmekten alıkonulamaz. 

D. Kamu tüzel kişilerinin elindeki basın dışı kitle haberleşme araçlarından yararlanma hakkı 
Madde  31 – Kişiler  ve  siyasi  partiler,  kamu  tüzel  kişilerinin  elindeki  basın  dışı  kitle  haberleşme ve yayım araçlarından yararlanma hakkına sahiptir. Bu yararlanmanın şartları ve usulleri  kanunla düzenlenir. 

(Değişik fıkra: 3/10/2001-4709/11 md.) Kanun, millî güvenlik, kamu düzeni, genel ahlâk ve 
sağlığın  korunması  sebepleri  dışında,  halkın  bu  araçlarla  haber  almasını,  düşünce  ve  kanaatlere  ulaşmasını ve kamuoyunun serbestçe oluşmasını engelleyici kayıtlar koyamaz. 

E. Düzeltme ve cevap hakkı 

Madde 32 – Düzeltme ve cevap hakkı, ancak kişilerin haysiyet ve şereflerine dokunulması 

veya kendileriyle ilgili gerçeğe aykırı yayınlar yapılması hallerinde tanınır ve kanunla düzenlenir.  Düzeltme ve cevap yayımlanmazsa, yayımlanmasının gerekip gerekmediğine hakim tarafından 

ilgilinin müracaat tarihinden itibaren en geç yedi gün içerisinde karar verilir. 

XI. Toplantı hak ve hürriyetleri 

A. Dernek kurma hürriyeti 

Madde 33 – (Değişik: 3/10/2001-4709/12 md.) 

Herkes, önceden izin almaksızın dernek kurma ve bunlara üye olma ya da üyelikten çıkma 

hürriyetine sahiptir. 

Hiç kimse bir derneğe üye olmaya ve dernekte üye kalmaya zorlanamaz. 

Dernek kurma hürriyeti ancak, millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel  sağlık ve genel ahlâk ile başkalarının hürriyetlerinin korunması sebepleriyle ve kanunla sınırlanabilir. 

Dernek  kurma  hürriyetinin  kullanılmasında  uygulanacak  şekil,  şart  ve  usuller  kanunda  gösterilir. 

Dernekler,  kanunun  öngördüğü  hallerde  hâkim  kararıyla  kapatılabilir  veya  faaliyetten  alıkonulabilir.  Ancak,  millî  güvenliğin,  kamu  düzeninin,  suç  işlenmesini  veya  suçun  devamını  önlemenin  yahut  yakalamanın  gerektirdiği  hallerde  gecikmede  sakınca  varsa,  kanunla  bir  merci,  derneği faaliyetten men ile yetkilendirilebilir. Bu merciin kararı, yirmidört saat içinde görevli hâkimin  onayına sunulur. Hâkim, kararını kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde, bu idarî karar kendiliğinden  yürürlükten kalkar. 

Birinci  fıkra hükmü,  Silahlı Kuvvetler ve kolluk kuvvetleri mensuplarına ve  görevlerinin  gerektirdiği ölçüde Devlet memurlarına kanunla sınırlamalar getirilmesine engel değildir. 

Bu madde hükümleri vakıflarla ilgili olarak da uygulanır. 

B. Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı 

Madde 34 – (Değişik: 3/10/2001-4709/13 md.) 

Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme  hakkına sahiptir. 

Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı ancak,  millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin  önlenmesi,  genel  sağlığın  ve  genel  ahlâkın  veya  başkalarının  hak  ve  özgürlüklerinin  korunması  amacıyla ve kanunla sınırlanabilir. 

Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve  usuller kanunda gösterilir. 

XII. Mülkiyet hakkı 

Madde 35 – Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir.   

Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir.   Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz. 

XIII. Hakların korunması ile ilgili hükümler  

A. Hak arama hürriyeti 

Madde 36 – Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde 

davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.16 
Hiçbir mahkeme, görev ve yetkisi içindeki davaya bakmaktan kaçınamaz. 

B. Kanuni hakim güvencesi 

Madde 37 – Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.   
Bir kimseyi  kanunen tabi  olduğu mahkemeden başka bir merci  önüne çıkarma sonucunu 

doğuran yargı yetkisine sahip olağanüstü merciler kurulamaz. 

C. Suç ve cezalara ilişkin esaslar  

Madde 38 – Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden 

dolayı cezalandırılamaz; kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha  ağır bir ceza verilemez. 

Suç ve ceza zamanaşımı ile ceza mahkumiyetinin sonuçları konusunda da yukarıdaki fıkra  uygulanır.   

Ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur. 

Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz. 

Hiç kimse kendisini ve kanunda gösterilen yakınlarını suçlayan bir beyanda bulunmaya veya  bu yolda delil göstermeye zorlanamaz. 

(Ek fıkra: 3/10/2001-4709/15 md.) Kanuna aykırı olarak elde edilmiş bulgular, delil olarak 

kabul edilemez.   Ceza sorumluluğu şahsidir.  

(Ek fıkra: 3/10/2001-4709/15 md.) Hiç kimse, yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü 
yerine getirememesinden dolayı özgürlüğünden alıkonulamaz. 

(Ek fıkra: 3/10/2001-4709/15 md; Mülga fıkra: 7/5/2004-5170/5 md.)   

(Değişik  onuncu  fıkra:  7/5/2004-5170/5  md.)  Ölüm  cezası  ve  genel  müsadere  cezası 

verilemez.  İdare, kişi hürriyetinin kısıtlanması sonucunu doğuran bir  müeyyide uygulayamaz. Silahlı 
Kuvvetlerin iç düzeni bakımından bu hükme kanunla istisnalar getirilebilir. 

(Değişik  son  fıkra:  7/5/2004-5170/5  md.)  Uluslararası  Ceza  Divanına  taraf  olmanın  gerektirdiği yükümlülükler hariç olmak üzere vatandaş, suç sebebiyle yabancı bir ülkeye verilemez. 

XIV. İspat hakkı 

Madde  39 – Kamu  görev  ve  hizmetinde  bulunanlara  karşı,  bu  görev  ve  hizmetin  yerine 

getirilmesiyle  ilgili  olarak  yapılan  isnatlardan  dolayı  açılan  hakaret  davalarında,  sanık,  isnadın  doğruluğunu ispat hakkına sahiptir. Bunun dışındaki hallerde ispat isteminin kabulü, ancak isnat  olunan fiilin doğru olup olmadığının anlaşılmasında kamu yararı bulunmasına veya şikayetçinin ispata  razı olmasına bağlıdır. 

XV. Temel hak ve hürriyetlerin korunması 

Madde 40 – Anayasa ile tanınmış hak ve hürriyetleri ihlal edilen herkes, yetkili makama  geciktirilmeden başvurma imkanının sağlanmasını isteme hakkına sahiptir. 

(Ek fıkra: 3/10/2001-4709/16 md.) Devlet, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve  mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır. 

Kişinin, Resmî görevliler tarafından vaki haksız işlemler sonucu uğradığı zarar da, kanuna  göre, Devletçe tazmin edilir. Devletin sorumlu olan ilgili görevliye rücu hakkı saklıdır. 

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM 

Sosyal ve Ekonomik Haklar ve Ödevler 

I. Ailenin korunması ve çocuk hakları17 

Madde 41 – Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır. 18 

Devlet,  ailenin  huzur  ve  refahı  ile  özellikle  ananın  ve  çocukların  korunması  ve  aile 

planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilatı kurar. 

(Ek  fıkra:  7/5/2010-5982/4  md.)  Her  çocuk,  korunma  ve  bakımdan  yararlanma,  yüksek 

yararına açıkça aykırı olmadıkça, ana ve babasıyla kişisel ve doğrudan ilişki kurma ve sürdürme  hakkına sahiptir. 

(Ek  fıkra:  7/5/2010-5982/4  md.)  Devlet,  her  türlü  istismara  ve  şiddete  karşı  çocukları 
koruyucu tedbirleri alır. 

II. Eğitim ve öğrenim hakkı ve ödevi   

Madde 42 – Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz.   
Öğrenim hakkının kapsamı kanunla tespit edilir ve düzenlenir. 

Eğitim  ve  öğretim,  Atatürk  ilkeleri  ve  inkılapları  doğrultusunda,  çağdaş  bilim  ve  eğitim  esaslarına göre, Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Bu esaslara aykırı eğitim ve öğretim  yerleri açılamaz. 

Eğitim ve öğretim hürriyeti, Anayasaya sadakat borcunu ortadan kaldırmaz. 

İlköğretim kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunludur ve Devlet okullarında parasızdır.   
Özel ilk ve orta dereceli okulların bağlı olduğu esaslar, Devlet okulları ile erişilmek istenen  seviyeye uygun olarak, kanunla düzenlenir. 

(Ek fıkra: 9/2/2008-5735/2 md.; İptal: Anayasa Mahkemesinin 5/6/2008 tarihli ve E.: 

2008/16, K.: 2008/116 sayılı Kararı ile. )   

Devlet, maddi imkanlardan yoksun başarılı öğrencilerin, öğrenimlerini sürdürebilmeleri amacı  ile burslar ve başka yollarla gerekli yardımları yapar. Devlet, durumları sebebiyle özel eğitime ihtiyacı  olanları topluma yararlı kılacak tedbirleri alır. 

Eğitim  ve  öğretim  kurumlarında  sadece  eğitim,  öğretim,  araştırma  ve  inceleme  ile  ilgili  faaliyetler yürütülür. Bu faaliyetler her ne suretle olursa olsun engellenemez. 

Türkçeden başka hiçbir dil, eğitim ve öğretim kurumlarında Türk vatandaşlarına ana dilleri  olarak okutulamaz ve öğretilemez. Eğitim ve öğretim kurumlarında okutulacak yabancı diller ile  yabancı dille eğitim ve öğretim yapan okulların tabi olacağı esaslar kanunla düzenlenir. Milletlerarası  andlaşma hükümleri saklıdır. 

III. Kamu yararı 

A. Kıyılardan yararlanma 

Madde 43 – Kıyılar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır.   

Deniz, göl ve akarsu kıyılarıyla, deniz ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerinden  yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir. 

Kıyılarla  sahil  şeritlerinin,  kullanılış  amaçlarına  göre  derinliği  ve  kişilerin  bu  yerlerden  yararlanma imkan ve şartları kanunla düzenlenir. 

B. Toprak mülkiyeti 

Madde 44 – Devlet, toprağın verimli olarak işletilmesini korumak ve geliştirmek, erozyonla 

kaybedilmesini önlemek ve topraksız olan veya yeter toprağı bulunmayan çiftçilikle uğraşan köylüye  toprak  sağlamak  amacıyla  gerekli  tedbirleri  alır.  Kanun,  bu  amaçla,  değişik  tarım  bölgeleri  ve  çeşitlerine göre toprağın genişliğini tesbit edebilir. Topraksız olan veya yeter toprağı bulunmayan  çiftçiye toprak sağlanması, üretimin düşürülmesi, ormanların küçülmesi ve diğer toprak ve yeraltı  servetlerinin azalması sonucunu doğuramaz. 

Bu amaçla dağıtılan topraklar bölünemez, miras hükümleri dışında başkalarına devredilemez  ve ancak dağıtılan çiftçilerle mirasçıları tarafından işletilebilir. Bu şartların kaybı halinde, dağıtılan  toprağın Devletçe geri alınmasına ilişkin esaslar kanunla düzenlenir. 

C. Tarım, hayvancılık ve bu üretim dallarında çalışanların korunması 

Madde 45 – Devlet, tarım arazileri ile çayır ve mer’aların amaç dışı kullanılmasını ve tahribini 

önlemek, tarımsal üretim planlaması ilkelerine uygun olarak bitkisel ve hayvansal üretimi artırmak  maksadıyla, tarım ve hayvancılıkla uğraşanların işletme araç ve gereçlerinin ve diğer girdilerinin  sağlanmasını kolaylaştırır. 

Devlet, bitkisel ve hayvansal ürünlerin değerlendirilmesi ve gerçek değerlerinin üreticinin  eline geçmesi için gereken tedbirleri alır. 

D. Kamulaştırma 

Madde 46 – (Değişik: 3/10/2001-4709/18 md.) 

Devlet ve kamu tüzel kişileri; kamu yararının gerektirdiği hallerde, gerçek karşılıklarını peşin  ödemek şartıyla, özel  mülkiyette bulunan taşınmaz malların tamamını veya bir kısmını, kanunla  gösterilen esas ve usullere göre, kamulaştırmaya ve bunlar üzerinde idarî irtifaklar kurmaya yetkilidir. 

Kamulaştırma bedeli ile kesin hükme bağlanan artırım bedeli nakden ve peşin olarak ödenir. 
Ancak,  tarım  reformunun  uygulanması,  büyük  enerji  ve  sulama  projeleri  ile  iskân  projelerinin  gerçekleştirilmesi,   yeni   ormanların   yetiştirilmesi,   kıyıların   korunması   ve   turizm   amacıyla  kamulaştırılan toprakların bedellerinin ödenme şekli kanunla gösterilir. Kanunun taksitle ödemeyi  öngörebileceği bu hallerde, taksitlendirme süresi beş yılı aşamaz; bu takdirde taksitler eşit olarak  ödenir. 

Kamulaştırılan topraktan, o toprağı doğrudan doğruya işleten küçük çiftçiye ait olanlarının  bedeli, her halde peşin ödenir. 

İkinci fıkrada öngörülen taksitlendirmelerde ve herhangi bir sebeple ödenmemiş kamulaştırma  bedellerinde kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz uygulanır.  

E. Devletleştirme ve Özelleştirme19 

Madde 47 – Kamu hizmeti niteliği taşıyan özel teşebbüsler, kamu yararının zorunlu kıldığı  hallerde devletleştirilebilir. 

Devletleştirme  gerçek  karşılığı  üzerinden  yapılır.  Gerçek  karşılığın  hesaplanma  tarzı  ve  usulleri kanunla düzenlenir.   

(Ek fıkra: 13/8/1999-4446/1 md.) Devletin, kamu iktisadi teşebbüslerinin ve diğer kamu 

tüzelkişilerinin mülkiyetinde bulunan işletme ve varlıkların özelleştirilmesine ilişkin esas ve usuller  kanunla gösterilir. 

(Ek  fıkra:  13/8/1999-4446/1  md.)  Devlet,  kamu  iktisadi  teşebbüsleri  ve  diğer  kamu  tüzelkişileri tarafından yürütülen yatırım ve hizmetlerden hangilerinin özel hukuk sözleşmeleri ile  gerçek veya tüzelkişilere yaptırabileceği veya devredebileceği kanunla belirlenir. 

IV. Çalışma ve sözleşme hürriyeti 

Madde  48 – Herkes,  dilediği  alanda  çalışma  ve  sözleşme  hürriyetlerine  sahiptir.  Özel  teşebbüsler kurmak serbesttir.   

Devlet, özel teşebbüslerin milli ekonominin gereklerine ve sosyal amaçlara uygun yürümesini,  güvenlik ve kararlılık içinde çalışmasını sağlayacak tedbirleri alır.   

V. Çalışma ile ilgili hükümler 

A. Çalışma hakkı ve ödevi 

Madde 49 – Çalışma, herkesin hakkı ve ödevidir. 

(Değişik fıkra: 3/10/2001-4709/19  md.) Devlet, çalışanların hayat seviyesini  yükseltmek, 

çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları ve işsizleri korumak, çalışmayı desteklemek, işsizliği  önlemeye elverişli ekonomik bir ortam yaratmak ve çalışma barışını sağlamak için gerekli tedbirleri  alır. 

(Mülga fıkra: 3/10/2001-4709/19 md.) 

B. Çalışma şartları ve dinlenme hakkı 

Madde 50 – Kimse, yaşına, cinsiyetine ve gücüne uymayan işlerde çalıştırılamaz. 

Küçükler ve kadınlar ile bedeni ve ruhi yetersizliği olanlar çalışma şartları bakımından özel  olarak korunurlar. 

Dinlenmek, çalışanların hakkıdır. 

Ücretli hafta ve bayram tatili ile ücretli yıllık izin hakları ve şartları kanunla düzenlenir. 

C. Sendika kurma hakkı 

Madde 51 – (Değişik: 3/10/2001-4709/20 md.) 

Çalışanlar  ve  işverenler,  üyelerinin  çalışma  ilişkilerinde,  ekonomik  ve  sosyal  hak  ve  menfaatlerini  korumak  ve  geliştirmek  için  önceden  izin  almaksızın  sendikalar  ve  üst  kuruluşlar  kurma, bunlara serbestçe üye olma ve üyelikten serbestçe çekilme haklarına sahiptir. Hiç kimse bir  sendikaya üye olmaya ya da üyelikten ayrılmaya zorlanamaz. 

Sendika kurma hakkı ancak, millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel  sağlık ve genel ahlâk ile başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebepleriyle ve kanunla  sınırlanabilir. 

Sendika kurma hakkının kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunda gösterilir. 
(Mülga dördüncü fıkra: 7/5/2010-5982/5 md.)  

İşçi niteliği taşımayan kamu görevlilerinin bu alandaki haklarının kapsam, istisna ve sınırları  gördükleri hizmetin niteliğine uygun olarak kanunla düzenlenir. 

Sendika   ve   üst   kuruluşlarının   tüzükleri,   yönetim   ve   işleyişleri,   Cumhuriyetin   temel niteliklerine ve demokrasi esaslarına aykırı olamaz. 

D. Sendikal faaliyet 

Madde 52 – (Mülga: 23/7/1995-4121/3 md.) 

VI. Toplu iş sözleşmesi, grev hakkı ve lokavt 

A. Toplu iş sözleşmesi ve toplu sözleşme hakkı 20 

Madde 53 – İşçiler ve işverenler, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu iş sözleşmesi yapma hakkına sahiptirler.   

Toplu iş sözleşmesinin nasıl yapılacağı kanunla düzenlenir. 

(Ek fıkra: 23/7/1995-4121/4 md.; Mülga üçüncü fıkra: 7/5/2010-5982/6 md.)  

(Mülga dördüncü fıkra: 7/5/2010-5982/6 md.)   

(Ek fıkra: 7/5/2010-5982/6 md.) Memurlar ve diğer kamu görevlileri, toplu sözleşme yapma  hakkına sahiptirler.   

(Ek fıkra: 7/5/2010-5982/6 md.) Toplu sözleşme yapılması sırasında uyuşmazlık çıkması  halinde taraflar Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna başvurabilir. Kamu Görevlileri Hakem Kurulu  kararları kesindir ve toplu sözleşme hükmündedir. 

(Ek  fıkra:  7/5/2010-5982/6  md.)  Toplu  sözleşme  hakkının  kapsamı,  istisnaları,  toplu  sözleşmeden yararlanacaklar, toplu sözleşmenin yapılma şekli, usulü ve yürürlüğü, toplu sözleşme  hükümlerinin emeklilere yansıtılması, Kamu Görevlileri Hakem Kurulunun teşkili, çalışma usul ve  esasları ile diğer hususlar kanunla düzenlenir. 

B. Grev hakkı ve lokavt 

Madde 54 – Toplu iş sözleşmesinin yapılması sırasında, uyuşmazlık çıkması halinde işçiler  grev hakkına sahiptirler.  Bu hakkın kullanılmasının ve işverenin lokavta başvurmasının usul ve  şartları ile kapsam ve istisnaları kanunla düzenlenir. 

Grev hakkı ve lokavt iyiniyet kurallarına aykırı tarzda, toplum zararına ve milli serveti tahrip  edecek şekilde kullanılamaz. 

(Mülga üçüncü fıkra: 7/5/2010-5982/7 md.)  

Grev   ve   lokavtın   yasaklanabileceği   veya   ertelenebileceği   haller   ve   işyerleri   kanunla  düzenlenir. 

Grev ve lokavtın  yasaklandığı  hallerde veya ertelendiği  durumlarda ertelemenin sonunda,  uyuşmazlık Yüksek Hakem Kurulunca çözülür. Uyuşmazlığın her safhasında taraflar da anlaşarak  Yüksek  Hakem  Kuruluna  başvurabilir.  Yüksek  Hakem  Kurulunun  kararları  kesindir  ve  toplu  iş  sözleşmesi hükmündedir. 

Yüksek hakem kurulunun kuruluş ve görevleri kanunla düzenlenir. 

(Mülga yedinci fıkra: 7/5/2010-5982/7 md.)  

Greve  katılmayanların  işyerinde  çalışmaları,  greve  katılanlar  tarafından  hiç  bir  şekilde  engellenemez. 

VII. Ücrette adalet sağlanması 

Madde 55 – Ücret emeğin karşılığıdır.   

Devlet,  çalışanların  yaptıkları  işe  uygun  adaletli  bir  ücret  elde  etmeleri  ve  diğer  sosyal  yardımlardan yararlanmaları için gerekli tedbirleri alır. 

(Değişik fıkra: 3/10/2001-4709/21 md.) Asgarî ücretin tespitinde çalışanların geçim şartları ile ülkenin ekonomik durumu da gözönünde bulundurulur. 

VIII. Sağlık, çevre ve konut   

A. Sağlık hizmetleri ve çevrenin korunması 

Madde 56 – Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir.   

Çevreyi  geliştirmek,  çevre  sağlığını  korumak  ve  çevre  kirlenmesini  önlemek  Devletin  ve  vatandaşların ödevidir. 

Devlet, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek  elden planlayıp hizmet vermesini düzenler. 

Devlet, bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kurumlarından yararlanarak,  onları denetleyerek yerine getirir. 

Sağlık hizmetlerinin yaygın bir şekilde yerine getirilmesi için kanunla genel sağlık sigortası  kurulabilir.  

B. Konut hakkı 

Madde   57– Devlet,   şehirlerin   özelliklerini   ve   çevre   şartlarını   gözeten   bir   planlama 

çerçevesinde, konut ihtiyacını karşılayacak tedbirleri alır, ayrıca toplu konut teşebbüslerini destekler. 

IX. Gençlik ve spor 

A. Gençliğin korunması 

Madde 58 – Devlet, istiklal  ve Cumhuriyetimizin  emanet  edildiği  gençlerin  müsbet  ilmin ışığında,  Atatürk  ilke  ve  inkılapları  doğrultusunda  ve  Devletin  ülkesi  ve  milletiyle  bölünmez  bütünlüğünü  ortadan  kaldırmayı  amaç  edinen  görüşlere  karşı  yetişme  ve  gelişmelerini  sağlayıcı  tedbirleri alır. 

Devlet, gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden, suçluluk, kumar ve benzeri  kötü alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için gerekli tedbirleri alır. 

B. Sporun geliştirilmesi ve tahkim 21 

Madde  59 – Devlet,  her  yaştaki  Türk  vatandaşlarının  beden  ve  ruh  sağlığını  geliştirecek  tedbirleri alır, sporun kitlelere yayılmasını teşvik eder. 

Devlet başarılı sporcuyu korur.   

(Ek fıkra: 17/3/2011-6214/1 md.) Spor federasyonlarının spor faaliyetlerinin yönetimine ve 

disiplinine  ilişkin  kararlarına  karşı  ancak  zorunlu  tahkim  yoluna  başvurulabilir.  Tahkim  kurulu  kararları kesin olup bu kararlara karşı hiçbir yargı merciine başvurulamaz. 

X. Sosyal güvenlik hakları 

A. Sosyal güvenlik hakkı 

Madde 60 – Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir.   

Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar.   

B. Sosyal güvenlik bakımından özel olarak korunması gerekenler: 

Madde 61 – Devlet harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleriyle, malül ve gazileri korur ve  toplumda kendilerine yaraşır bir hayat seviyesi sağlar. 

Devlet, sakatların korunmalarını ve toplum hayatına intibaklarını sağlayıcı tedbirleri alır.   

Yaşlılar, Devletçe korunur, Yaşlılara Devlet yardımı ve sağlanacak diğer haklar ve kolaylıklar  kanunla düzenlenir. 

Devlet, korunmaya muhtaç çocukların topluma kazandırılması için her türlü tedbiri alır. 
Bu amaçlarla gerekli teşkilat ve tesisleri kurar veya kurdurur.   

C. Yabancı ülkelerde çalışan Türk vatandaşları 

Madde   62 – Devlet,   yabancı   ülkelerde   çalışan   Türk   vatandaşlarının   aile   birliğinin, 

çocuklarının  eğitiminin,  kültürel  ihtiyaçlarının  ve  sosyal  güvenliklerinin  sağlanması,  anavatanla  bağlarının korunması ve yurda dönüşlerinde yardımcı olunması için gereken tedbirleri alır. 

XI. Tarih, kültür ve tabiat varlıklarının korunması 

Madde 63 – Devlet, tarih, kültür ve tabiat varlıklarının ve değerlerinin korunmasını sağlar, bu  amaçla destekleyici ve teşvik edici tedbirleri alır. 

Bu  varlıklar  ve  değerlerden  özel  mülkiyet  konusu  olanlara  getirilecek  sınırlamalar  ve  bu  nedenle hak sahiplerine yapılacak yardımlar ve tanınacak muafiyetler kanunla düzenlenir.   

XII.  Sanatın ve sanatçının korunması 

Madde 64 – Devlet, sanat faaliyetlerini ve sanatçıyı korur. Sanat eserlerinin ve sanatçının  korunması, değerlendirilmesi, desteklenmesi ve sanat sevgisinin yayılması için gereken tedbirleri alır. 

XIII. Devletin iktisadi ve sosyal ödevlerinin sınırları 22 

Madde 65 – (Değişik: 3/10/2001-4709/22 md.) 

Devlet,  sosyal  ve  ekonomik  alanlarda  Anayasa  ile  belirlenen  görevlerini,  bu  görevlerin  amaçlarına uygun öncelikleri gözeterek malî kaynaklarının yeterliliği ölçüsünde yerine getirir. 

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM  Siyasi Haklar ve Ödevler 

I. Türk vatandaşlığı 

Madde 66 – Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür. 

Türk babanın veya Türk ananın çocuğu Türktür. (Mülga ikinci cümle: 3/10/2001-4709/23 

md.) 

Vatandaşlık,  kanunun  gösterdiği  şartlarla  kazanılır  ve  ancak  kanunda  belirtilen  hallerde  kaybedilir. 

Hiçbir  Türk,  vatana  bağlılıkla  bağdaşmayan  bir  eylemde  bulunmadıkça  vatandaşlıktan  çıkarılamaz. 

Vatandaşlıktan çıkarma ile ilgili karar ve işlemlere karşı yargı yolu kapatılamaz. 

II. Seçme, seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakları 

Madde  67 – Vatandaşlar,  kanunda  gösterilen  şartlara  uygun  olarak  seçme,  seçilme  ve 

bağımsız olarak veya bir siyasi parti içinde siyasi faaliyette bulunma ve halkoylamasına katılma  hakkına sahiptir.   

(Değişik  fıkra:  23/7/1995-4121/5  md.)  Seçimler  ve  halkoylaması  serbest,  eşit,  gizli,  tek  dereceli, genel oy, açık sayım ve döküm esaslarına göre, yargı yönetim ve denetimi altında yapılır.  Ancak,  yurt  dışında  bulunan  Türk  vatandaşlarının  oy  hakkını  kullanabilmeleri  amacıyla  kanun,  uygulanabilir tedbirleri belirler. 

(Değişik fıkra: 23/7/1995-4121/5 md.) Onsekiz yaşını dolduran her Türk vatandaşı seçme ve  halkoylamasına katılma haklarına sahiptir.   

Bu hakların kullanılması kanunla düzenlenir.   

(Değişik  fıkra:  23/7/1995-4121/5  md.)  Silah  altında  bulunan  er  ve  erbaşlar  ile  askeri  öğrenciler, taksirli suçlardan hüküm giyenler hariç ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlüler oy  kullanamazlar.  Ceza  infaz  kurumları  ve  tutuk  evlerinde  oy  kullanılması  ve  oyların  sayım  ve  dökümünde seçim emniyeti açısından alınması gerekli tedbirler Yüksek Seçim Kurulu tarafından  tespit edilir ve görevli hakimin yerinde yönetim ve denetimi altında yapılır. 23 

(Ek fıkra: 23/7/1995-4121/5 md.) Seçim kanunları, temsilde adalet ve yönetimde istikrar 
ilkelerini bağdaştıracak biçimde düzenlenir. 

(Ek  fıkra:  3/10/2001-4709/24  md.)  Seçim  kanunlarında  yapılan  değişiklikler,  yürürlüğe  girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde yapılacak seçimlerde uygulanmaz. 

III. Siyasi partilerle ilgili hükümler 

A. Parti kurma, partilere girme ve partilerden ayrılma 24 

Madde 68 – (Değişik: 23/7/1995-4121/6 md.) 

Vatandaşlar, siyasi parti kurma ve usulüne göre partilere girme ve partilerden ayrılma hakkına  sahiptir. Parti üyesi olabilmek için onsekiz yaşını doldurmuş olmak gerekir.   

Siyasi partiler, demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez unsurlarıdır. 

Siyasi partiler önceden izin almadan kurulurlar ve Anayasa ve kanun hükümleri içerisinde  faaliyetlerini sürdürürler.   

Siyasi partilerin tüzük ve programları ile eylemleri, Devletin bağımsızlığına, ülkesi ve milletiyle  bölünmez bütünlüğüne, insan haklarına, eşitlik ve hukuk devleti ilkelerine, millet egemenliğine, demokratik  ve laik Cumhuriyet ilkelerine aykırı olamaz; sınıf veya zümre diktatörlüğünü veya herhangi bir tür  diktatörlüğü savunmayı ve yerleştirmeyi amaçlayamaz; suç işlenmesini teşvik edemez. 

Hakimler  ve  savcılar,  Sayıştay  dahil  yüksek  yargı  organları  mensupları,  kamu  kurum  ve  kuruluşlarının memur statüsündeki görevlileri, yaptıkları hizmet bakımından işçi niteliği taşımayan  diğer  kamu  görevlileri,  Silahlı  Kuvvetler  mensupları  ile  yükseköğretim  öncesi  öğrencileri  siyasi  partilere üye olamazlar.   

Yüksek  öğretim  elemanlarının  siyasi  partilere  üye  olmaları  ancak  kanunla  düzenlenebilir. 
Kanun bu elemanların, siyasi partilerin merkez organları dışında kalan parti görevi almalarına cevaz  veremez ve parti üyesi yüksek öğretim elemanlarının yüksek öğretim kurumlarında uyacakları esasları  belirler.  

Yüksek  öğretim  öğrencilerinin  siyasi  partilere  üye  olabilmelerine  ilişkin  esaslar  kanunla  düzenlenir 

Siyasi  partilere,  Devlet,  yeterli  düzeyde  ve  hakça  mali  yardım  yapar.  Partilere  yapılacak  yardımın, alacakları üye aidatının ve bağışların tabi olduğu esaslar kanunla düzenlenir.   

B. Siyasi partilerin uyacakları esaslar 

Madde 69 – (Değişik: 23/7/1995-4121/7 md.)  

Siyasi partilerin faaliyetleri, parti içi düzenlemeleri ve çalışmaları demokrasi ilkelerine uygun  olur. Bu ilkelerin uygulanması kanunla düzenlenir.   
Siyasi partiler, ticari faaliyetlere girişemezler.   

Siyasi  partilerin  gelir  ve  giderlerinin  amaçlarına  uygun  olması  gereklidir.  Bu  kuralın  uygulanması kanunla düzenlenir. Anayasa Mahkemesince siyasi partilerin mal edinimleri ile gelir ve  giderlerinin  kanuna  uygunluğunun  tespiti,  bu  hususun  denetim  yöntemleri  ve  aykırılık  halinde  uygulanacak  yaptırımlar  kanunda  gösterilir.  Anayasa  Mahkemesi,  bu  denetim  görevini  yerine  getirirken Sayıştaydan yardım sağlar. Anayasa Mahkemesinin bu denetim sonunda vereceği kararlar  kesindir.   

Siyasi  partilerin  kapatılması,  Yargıtay  Cumhuriyet  Başsavcısının  açacağı  dava  üzerine  Anayasa Mahkemesince kesin olarak karara bağlanır.   

Bir siyasi partinin tüzüğü ve programının 68 inci maddenin dördüncü fıkrası hükümlerine  aykırı bulunması halinde temelli kapatma kararı verilir.   

Bir siyasi partinin 68 inci maddenin dördüncü fıkrası hükümlerine aykırı eylemlerinden ötürü  temelli kapatılmasına, ancak, onun bu nitelikteki fiillerin işlendiği bir odak haline geldiğinin Anayasa  Mahkemesince tespit edilmesi halinde karar verilir. (Ek cümle: 3/10/2001-4709/25 md.) Bir siyasî  parti, bu nitelikteki fiiller o partinin üyelerince yoğun bir şekilde işlendiği ve bu durum o partinin  büyük kongre veya genel başkan veya merkez karar veya yönetim organları veya Türkiye Büyük  Millet   Meclisindeki   grup   genel   kurulu   veya   grup   yönetim   kurulunca   zımnen   veya   açıkça  benimsendiği yahut bu fiiller doğrudan doğruya anılan parti organlarınca kararlılık içinde işlendiği  takdirde, söz konusu fiillerin odağı haline gelmiş sayılır. 

(Ek fıkra: 3/10/2001-4709/25 md.) Anayasa Mahkemesi, yukarıdaki fıkralara göre temelli  kapatma yerine, dava konusu fiillerin ağırlığına göre ilgili siyasî partinin Devlet yardımından kısmen  veya tamamen yoksun bırakılmasına karar verebilir. 

Temelli kapatılan bir parti bir başka ad altında kurulamaz.   

Bir siyasi partinin temelli kapatılmasına beyan veya faaliyetleriyle sebep olan kurucuları dahil  üyeleri, Anayasa Mahkemesinin temelli kapatmaya ilişkin kesin kararının Resmî Gazetede gerekçeli  olarak yayımlanmasından başlayarak beş yıl süreyle bir başka partinin kurucusu, üyesi, yöneticisi ve  deneticisi olamazlar. 

Yabancı devletlerden, uluslararası kuruluşlardan ve Türk uyrukluğunda olmayan gerçek ve  tüzel kişilerden maddi yardım alan siyasi partiler temelli olarak kapatılır. 

(Değişik   fıkra:   3/10/2001-4709/25   md.)   Siyasî   partilerin   kuruluş   ve   çalışmaları, 
denetlenmeleri, kapatılmaları ya da Devlet yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakılmaları  ile siyasî partilerin ve adayların seçim harcamaları ve usulleri yukarıdaki esaslar çerçevesinde kanunla  düzenlenir.  IV. Kamu hizmetlerine girme hakkı   

A. Hizmete girme   

Madde 70 – Her Türk, kamu hizmetlerine girme hakkına sahiptir. 

Hizmete alınmada, görevin gerektirdiği niteliklerden başka hiçbir ayırım gözetilemez.     

B. Mal bildirimi   

Madde   71– Kamu  hizmetine girenlerin mal bildiriminde bulunmaları  ve bu bildirimlerin  tekrarlanma süreleri kanunla düzenlenir. Yasama ve yürütme organlarında görev alanlar, bundan  istisna edilemez.  

V. Vatan hizmeti   

Madde 72 – Vatan hizmeti, her Türkün hakkı ve ödevidir. Bu hizmetin Silahlı Kuvvetlerde 

veya kamu kesiminde ne şekilde yerine getirileceği veya getirilmiş sayılacağı kanunla düzenlenir. 

VI. Vergi ödevi   

Madde 73 – Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre, vergi ödemekle  yükümlüdür.   

Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı, maliye politikasının sosyal amacıdır.   Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır. 
Vergi,  resim,  harç  ve  benzeri  mali  yükümlülüklerin  muaflık,  istisnalar  ve  indirimleriyle 

oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapmak  yetkisi Cumhurbaşkanına verilebilir.25 

VII. Dilekçe, bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkı 26 

Madde 74 – Vatandaşlar ve karşılıklılık esası gözetilmek kaydıyla Türkiye’de ikamet eden yabancılar  kendileriyle  veya  kamu  ile  ilgili  dilek  ve  şikayetleri  hakkında,  yetkili  makamlara  ve  Türkiye Büyük Millet Meclisine yazı ile başvurma hakkına sahiptir. 27 

Kendileriyle  ilgili  başvurmaların  sonucu  gecikmeksizin,  dilekçe  sahiplerine  yazılı  olarak  bildirilir.28 

(Mülga üçüncü fıkra: 7/5/2010-5982/8 md.) 

(Ek fıkra: 7/5/2010-5982/8 md.) Herkes, bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkına  sahiptir.  

(Ek fıkra: 7/5/2010-5982/8 md.) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına bağlı olarak  kurulan Kamu Denetçiliği Kurumu idarenin işleyişiyle ilgili şikâyetleri inceler.   

(Ek fıkra: 7/5/2010-5982/8 md.) Kamu Başdenetçisi Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından  gizli oyla dört yıl için seçilir. İlk iki oylamada üye tamsayısının üçte iki ve üçüncü oylamada üye  tamsayısının salt çoğunluğu aranır. Üçüncü oylamada salt çoğunluk sağlanamazsa, bu oylamada en çok oy alan iki aday için dördüncü oylama yapılır; dördüncü oylamada en fazla oy alan aday seçilmiş  olur. 

(Ek fıkra: 7/5/2010-5982/8  md.)  Bu maddede sayılan hakların kullanılma biçimi, Kamu  Denetçiliği Kurumunun kuruluşu, görevi, çalışması, inceleme sonucunda yapacağı işlemler ile Kamu  Başdenetçisi ve kamu denetçilerinin nitelikleri, seçimi ve özlük haklarına ilişkin usul ve esaslar  kanunla düzenlenir. 

Benzer Haberler

Seçim hazırlık toplantılarına katılan öğretmenlere ek ders ödenir mi?

Masal

1 Mayıs’ta Ek Ders Ödemesi Yapılacak mı?

Masal

Babalık İzni Kullanma

Masal

Leave a Comment